25 Kasım 2015 Çarşamba

KEÇEDEN KİTAP KILIFI

Kızım okumayı seven bir çocuk. Okul kitaplığından okumayı da sever fakat okurken kitaba zarar vermemeye özen gösteriyor ona sürpriz bu kılıfı yaptım şimdi okuduğu kitaba hem zarar vermiyor kaplanmış gibi oluyor hem de elinde taşıyabiliyor. Ilk denemem biraz acemi işi olmuş olabilir. Güzel bir hediye fikri yeni yılda bundan yapıp kitap okumayı sevenlere hediye edilebilir.





Gelelim nasıl yaptığıma kitabımızın boyunu ölçüp 8cm kitabin eninden uzun kesiyoruz uzun kalan kısmı kulp olacak alttan ve üstten 1 er cm boşluk bırakarak Keçemizi kesiyoruz.

Kenarları kulp şeklinde kesiyoruz iki tane 8cm parça kesip içine dikiyoruz.


Üzerini isteistediğiniz gibi süsleyebilirsiniz.

6 Kasım 2015 Cuma

ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUK NASIL ANLAŞILIR


Kızımın doğduğu yıllarda İstanbul'a yeni geldiğim için arkadaşlarım ailem ve çevrem yoktu ve ben bütün zamanımı ona ayırdım 3 yaşına kadar çok fazla televizyon açmadım. Oturup saatlerce legolarla oynardık her oyuncakla oynamazdı zaten. Evimiz dışında bir yere gittiğimizde bana bağımlı beni görmediği zamanlarda sürekli ağlar, sadece yanımda oturur, yaşıtlarıyla hiç oyun oynamaz ve bulunduğu ortama uyum sağlamayan bir çocuktu.
İki yaşındayken oyun grubuna gitmeye başladık fakat pek oyun oynamazdı onun yerine ben oynardım o da bizi izlerdi. Çocuk parklarından hoşlanmazdı. Hatta diğer çocuklar koşarken çok korkardı. Dört yaşındayken yine kaydırağa benim zorlamamla çıkmıştı ki koşarak inip çıkan çocuklardan uzaklaşacağım diye düşüp kolunu kırdı oynarken değil yani onlardan sakınırken. İlgi alanları çok farklı bir çocuktu sakin oturup okuduğum kitapları hiç kımıldamadan dinler ve sürekli karalamak isterdi. O zaman çok üzülürdüm yaşıtları gibi değil diye. İki buçuk yaşından sonra tiyatroya giderdik hatta onunla konferans dinlerdim sıkılmadan otururdu. Çevremdekiler bu ne kadar yabani çocuk, bu nasıl çocuk böyle seni bırakmıyor, kimseyle oynamıyor, kendine bağımlı yaptın derlerdi ne kadar kafama takıyordum bilseniz...
Çocuklara alışsın normal birisi olsun diye dört yaşındayken kreşe verdim fakat her sabah ağlar gitmek istemezdi bir türlü ikna edemedim orayı bıraktık. Beş yaşına gelmeden büyük okula gideceğim diye tutturdu o sene de yeni kanun çıktı erken okula başlama için. Biz de okulun ana sınıfına verdik fakat bir ay her sabah ağladı gitmemek için onun istediği ilkokul sıralarında oturmaktı. Neyse bir süre sonra okuldaki rehberlik öğretmeninin de yardımlarıyla ağlamaları azaldı ve alıştı ben de kendimce plan yapıyordum üç yaşına gelsin tekrar çalışmaya başlarım diye yok canım nerede!
İlkokula başladığında hala kendi halinde çekingen sessiz bir çocuktu el yazısı berbat fakat matematiği süperdi. Zor işlemleri kafadan yapıyordu. Öğretmenimiz işinin uzmanıydı çekingenliği üzerinde çok durmuş ve nihayet kendini ifade eder hale gelmişti. Benim için önemli olan da oydu arkadaşları ezmesin kendini ifade etsin. ilkokul 1.sınıf bizim için kabus gibi yeni kardeşin gelmesiyle, annesinin hastanede aylarca kalması kızımın ilkokula başladığı sene oldu ama olgun bir çocuk olduğu için ne yaralar açtıysa ben fark etmedim.
Hep tuhaf bir çocuk diye düşünmüşümdür onun dahi olabileceği aklıma hiç gelmedi. Ta ki bizim öğretmenimizin tayini çıkmasıyla başka şehre gidince araştırma yapıncaya kadar. Üsküdar Çocuk Üniversitesi diye bir kurum varmış IQ testi ile öğrenci alıyormuş bilim dersleri veriyormuş diye duydum. Sınavına girsin kaybederse çok önemli değil diye düşündüm. Sınavdan sonra nasıl geçti diye sorduğumda bilmem ben eğlendim küpleri birleştirdim filan dedi. İki hafta sonra sonucunu almaya gittiğimde kağıdında "dahi zihin düzeyi" yazıyordu, şaşırdım görevliye dedim ki yani bizim kazanma şansımız nedir diye bana bakıp sadece güldü.

Eğer tuhaf bir çocuğunuz varsa başka meziyetleri var demektir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...