25 Şubat 2017 Cumartesi

ÇOCUKTA ÖZGÜVEN


     Ben bir uzman değilim sadece iki çocuklu bir anneyim ve annelik tecrübelerimden yola çıkarak başka annelere kılavuz olmaya çalışmaktayım. Son günlerde kafamı çok yorduğum bir konu özgüven. Bazı araştırmalar yaptım çünkü çocuğumun kendini ifade etmesine ihtiyacım var. " Özgüven demek bir kişinin bir şeyi yapabileceği becerisine olan inancıdır" demişti Dr. Zafer Akıncı . Tanımı bir çoğumuz yanlış biliyoruz. Özgüven İNANÇ tır, kendine inanmaktır.
Özgüven ve ukalalık arasında ince bir çizgi olduğu gibi özgüven eksikliği ve utangaçlık kavramları arasında da ince bir çizgi vardır.
      Davranışların, karakterin genlerden geldiğini düşünüyorum. Kendi çocukluğumu hatırlıyorum da ben de öyleydim. Benim kızım çok dışa dönük bir çocuk değil sürekli düşünür ama düşündüklerini dile getirmez ve eyleme dönüştürmezse hiç bir kıymeti yok.
                                  Özgüven = Başarı
      Özgüveni eksik çocuğa nasıl davranılması gerektiği konusunda öğretmenlere özel eğitim verilmeli.  Ana sınıfına giderken çok sıkıntı çektik. Çocuğu en iyi öğretmenleri tanıyor. Aile içinde çok anlayamaz büyükler çünkü çocuğun kendini ifade etme ihtiyacı yoktur. İlkokul 1. ve 2. sınıf öğretmenimiz bu konuda çok bilgiliydi kızımın bu sıkıntısını ilk günden fark edip benimle konuştu ona sınıf içinde sorumluluklar verip sınıf başkanlığı görevi vermişti. Ama hala ilk kez girdiği bir ortamda kayboluyor görünmez oluyor. Belki bu onun utangaç olma özelliğidir. Ama ne olursa olsun ona evde dışarıda özgürlük verip açmak gerekir. Birisi soru sorduğunda cevap vermezdi ben de hadi kızım söylesene diye zorlardım yine sesini çıkarmaz ise ben onun adına cevaplardım. Bu onun cevap vermeme özgürlüğünü kısıtlıyormuş. Bizim yanlış davranışlarımız çocuğumuzun özgürlüğünü kısıtlıyor. Artık öyle davranmıyorum. Ama o ince çizgiyi aşarsa  davranışı ukalalık olabiliyor. Bir eksikliğin farkında olmak onu telafi etmek için fırsat vermektir. Büyüdükçe kendisinin farkına varıyor, bana düşen kendine olan inancını abartmadan diri tutmak. 
     Çocuk yetiştirmek bir sanattır. Geçen bir yazı okumuştum insanlar üçe ayrılır; kadın, erkek ve anne ....

23 Şubat 2017 Perşembe

ÇALIŞAN ANNE Mİ EV HANIMI ANNE Mİ OLMAK KOLAY?

     
                                           

Merhaba sevgili blog okuyucum. Uzun zamandır yazmıyorum vaktim çok az oluyor tek çocuklu bir anne iken uyku saatlerinde kendimi pc başında buluyordum bol bol yazıyordum. Ama iki çocuk olunca koşturmaktan bitap düşüp bilgisayarın kapağını bile açamıyorum. Ne zor çocuk yetiştirmek, evine, eşine ve kendine yetmek 24 saat az gelir oldu. Zeynep' in okul sorunları, ödevleri ufaklığın oyun istekleri bitmiyor ki. Bir de bu dönemde çalışıyor olsaydım düşünemiyorum.

      Evet okudum mesleğim var ama Zeynep doğana kadarmış. Çocuk olunca işler daha zor oluyor artık anne oldunuz ve o minik bebeğin büyüme sorumluluğu sizde, baba bir yere kadar çocuğu yetiştirmek asıl olarak anneye düşüyor. Annelerin sırtına iki kat yük biniyor.

      Çalışsaydım belki maddi olarak daha iyi yaşardık belki daha güzel bir evde otururduk; çalıştığım paranın bir kısmını bakıcıya verir çocuğun sıkıntısını gündüz çekmezdim ağlamalarını, tutturmalarını kafam rahat olurdu. Kalan diğer kısmıyla güzel giyinir kendime bakardım maddi özgürlüğüm ile belki kendimi güçlü hissederdim. Ama akşam eve gelince yorgunlukla çocuklarımla kaliteli vakit geçirir miydim bilmiyorum. Çalışan anne olmak zor.

     Onun bu günleri asla geri gelmeyecek ilk anne demesini ben duydum, ilk adımını ben gördüm, ilk okul heyecanını birlikte yaşadık bunlar bana maddiyattan daha üstün. Ama doktor, avukat, öğretmen ne bileyim topluma yararlı bir konumum olsaydı belki işler değişebilirdi. Bana soruyorlar boşuna mı okudun o kadar sıkıntı çektin belki sağlık problemlerin de oluşmayacaktı ben çocuklarım için okudum onların sorularına cevap vermek için okudum diyorum.
    
     Çalışan anneleri tebrik ediyorum her şeye yetebildikleri için ev hanımı anneleri de tebrik ediyorum gün boyu tek başına her sorunla başa çıkabildikleri için. Sonuç olarak iki şekilde de en kutsal meslek anne olmak. Bence herkes okuyabildiği kadar imkanları çerçevesinde okumalı özellikle kız çocukları.

1 Şubat 2016 Pazartesi

YARIYIL TATİLİNDE NERELERE GİDİLİR?


İstanbul Anadolu yakasında oturuyorsanız sömestr tatili bitmeden bizim de gittiğimiz birkaç mekan önerim var: İlk olarak Üsküdar Belediyesi Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi süper bir mekan.

 
Müze 26 Ülkeye ait toplamda 2000’i aşkın koleksiyona sahiptir. Bu müzede hem uçurtma müzesini gezebiliyoruz hem de kendi uçurtmamızı yapabiliyoruz. Giriş ücretsiz pazar günleri hariç saat 10.00 ile 17.00 arasında grup ve bireysel ziyaretçileri bekliyor.
 
İkinci olarak Kadıköy'de Aziz Berker İlçe Halk Kütüphanesi
 
 
 Bina eski olsa da ilkokul çocukları için 1.katında güzel ve güncel çocuk kitapları bulunuyor. Kadıköy rıhtımın bir arka sokağında bulunan kütüphaneye ulaşım çok kolay. Bizim bulunduğumuz iki saat içinde sadece bir minik ziyaretçi geldi. Yeni nesil çocukların pek bilmediği kütüphane kültürünü elimizden geldiğince yaşatalım.
 
 Üçüncü olarak AVM lerde çocuk kitapları fuarları var benim bildiğim tatil sonuna kadar (7 Şubata) Göztepe Optimum ve Kadıköy Nautilus de(10 şubata) belirli günlerde yazarların da katılıp imza günleri ile renklenen kitap fuarları var.
 
 
Son olarak da Novada Ataşehir AVM de belirli günlerde ücretsiz çocuk tiyatroları var. Saat 12.00 de Nikah salonunda birbirinden güzel oyunlar sergileniyor takip edip gidebilirsiniz.
 
 

29 Ocak 2016 Cuma

KOLAY ÇARPIM TABLOSU EZBERLEME OYUNU


 
İki renkli kart hazırlayıp bir yüzüne çarpma işlemini diğer yüzüne de sonucunu yazdım. Çarpma işlemini eğlenceli ve oyunla ezberlemiş oluyor. Aynı şekilde hazırlayıp İngilizce dil kartları da yapabilirsiniz veya ezberlemesini istediğiniz başka şeyleri.
Beyaz karton üstüne pembe kartonu eşit kalınlıkta şerit halinde kestim.

 
Sonra birbirine yapıştırdık.
 
 

Dikdörtgen şeklinde kesip beyaz zemine çarpma işlemini pembe tarafa cevabını yazdım. Beyaz tarafını bakıp cevabı bilmeye çalışıyor. Birlikte hem oyun oynamış hem de ezber yapmış oluyoruz.
 
 
 

24 Ocak 2016 Pazar

EVDEKİ MALZEMELERLE TELDEN KAPI SÜSÜ

 
 
Minik kızıma yaptığım şirin kapı süsü karşınızda. Elimle bükecek kadar ince tele isminin şeklini yaptıktan sonra kurdele ile üzerinden böyle geçtim.
 
 
 Daha kalın elektrik teliyle de yukarısından astım. Üzerine de iki ayıcık oturttum şirin kapı süsüm hazır oldu.
 

 
 
 
 

12 Ocak 2016 Salı

OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLAR İÇİN KİTAP TAVSİYESİ

 
Bu akşam uyku öncesi kitabımız 'Mavi Fil Bobo'  okul öncesi çocuklara yönelik arpa kitap dan çıkan bu kitabı 2 yaşındaki kızıma okudum ve çooook sevdik sizlerle de paylaşmasam olmazdı. Çocukların yaşama sevincine ortak olmak ve özgüven sahibi birey olmalarına katkıda bulunmak için yola çıkılmış süper heyecanlı resimleri ile siz anneler tarafından keşfedilmeyi bekliyor. Kitabın boyutunun diğer hikaye kitaplarına göre büyük olması biz hikayeyi okurken çocuğun rahatlıkla resimleri incelemesini sağlıyor. Çocuklara kitabı okurken eğlenir, farkında olmadan kişisel gelişimlerine destek olur ve sosyal kuralları öğretirsek bir de kaliteli zaman geçirirsek daha ne isteyelim.
Arpa kitap yayıncılığın ilk kitapları kasım ayında çıkmış olan bu kitap. Her ay bu serinin devamı çıkacakmış merakla bekleyeceğim. Bu kitapta yardımsever fil Bobo kendi yeteneklerinin farkına varıyor. Kitabın arkasında her kitapta farklı konularda büyüklere notlar çocukların gelişimine faydalı gerçek hikayelerden kesitler, kıssadan hisseler bulunuyor ben çok faydalandım bu notlardan. 

8 Ocak 2016 Cuma

SAATİ YENİLEME

 
Üzerinde reklam olan duvar saatini salona asılacak hale getirdim. Arkasından vidalarını çıkarınca camı çıkardım ve yazılara gelecek şekilde resim ayarlayıp üzerine yapıştırdım.
Eski halinden eser kalmadı.


Zaman hızla akıp geçiriyor. Hayattan isteklerini erteleme. Zaman hep mutlulukla geçsin.

4 Ocak 2016 Pazartesi

EBRU ÇALIŞMALARINDAN KOLAJ


Zeynep ebru kursuna gidiyor her hafta elinde ebru ile eve geliyor yaptıklarını çerçeve yapıp duvara asmak istiyordu. Arkadaşımla konuşurken böyle bir şey yapmak aklımıza geldi onlarca yapılmış ebruyu duvara tek tek asamazdık her kağıttan birer bazılarından ikişer parça şekilli makas ile keserek boş yer kalmayacak şekilde yan yana yapıştırıp çerçeve yaptım. Bütün çalışmaları tek bir çerçevede sergilenmiş oldu.

25 Kasım 2015 Çarşamba

KEÇEDEN KİTAP KILIFI

Kızım okumayı seven bir çocuk. Okul kitaplığından okumayı da sever fakat okurken kitaba zarar vermemeye özen gösteriyor ona sürpriz bu kılıfı yaptım şimdi okuduğu kitaba hem zarar vermiyor kaplanmış gibi oluyor hem de elinde taşıyabiliyor. Ilk denemem biraz acemi işi olmuş olabilir. Güzel bir hediye fikri yeni yılda bundan yapıp kitap okumayı sevenlere hediye edilebilir.





Gelelim nasıl yaptığıma kitabımızın boyunu ölçüp 8cm kitabin eninden uzun kesiyoruz uzun kalan kısmı kulp olacak alttan ve üstten 1 er cm boşluk bırakarak Keçemizi kesiyoruz.

Kenarları kulp şeklinde kesiyoruz iki tane 8cm parça kesip içine dikiyoruz.


Üzerini isteistediğiniz gibi süsleyebilirsiniz.

6 Kasım 2015 Cuma

ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUK NASIL ANLAŞILIR


Kızımın doğduğu yıllarda İstanbul'a yeni geldiğim için arkadaşlarım ailem ve çevrem yoktu ve ben bütün zamanımı ona ayırdım 3 yaşına kadar çok fazla televizyon açmadım. Oturup saatlerce legolarla oynardık her oyuncakla oynamazdı zaten. Evimiz dışında bir yere gittiğimizde bana bağımlı beni görmediği zamanlarda sürekli ağlar, sadece yanımda oturur, yaşıtlarıyla hiç oyun oynamaz ve bulunduğu ortama uyum sağlamayan bir çocuktu.
İki yaşındayken oyun grubuna gitmeye başladık fakat pek oyun oynamazdı onun yerine ben oynardım o da bizi izlerdi. Çocuk parklarından hoşlanmazdı. Hatta diğer çocuklar koşarken çok korkardı. Dört yaşındayken yine kaydırağa benim zorlamamla çıkmıştı ki koşarak inip çıkan çocuklardan uzaklaşacağım diye düşüp kolunu kırdı oynarken değil yani onlardan sakınırken. İlgi alanları çok farklı bir çocuktu sakin oturup okuduğum kitapları hiç kımıldamadan dinler ve sürekli karalamak isterdi. O zaman çok üzülürdüm yaşıtları gibi değil diye. İki buçuk yaşından sonra tiyatroya giderdik hatta onunla konferans dinlerdim sıkılmadan otururdu. Çevremdekiler bu ne kadar yabani çocuk, bu nasıl çocuk böyle seni bırakmıyor, kimseyle oynamıyor, kendine bağımlı yaptın derlerdi ne kadar kafama takıyordum bilseniz...
Çocuklara alışsın normal birisi olsun diye dört yaşındayken kreşe verdim fakat her sabah ağlar gitmek istemezdi bir türlü ikna edemedim orayı bıraktık. Beş yaşına gelmeden büyük okula gideceğim diye tutturdu o sene de yeni kanun çıktı erken okula başlama için. Biz de okulun ana sınıfına verdik fakat bir ay her sabah ağladı gitmemek için onun istediği ilkokul sıralarında oturmaktı. Neyse bir süre sonra okuldaki rehberlik öğretmeninin de yardımlarıyla ağlamaları azaldı ve alıştı ben de kendimce plan yapıyordum üç yaşına gelsin tekrar çalışmaya başlarım diye yok canım nerede!
İlkokula başladığında hala kendi halinde çekingen sessiz bir çocuktu el yazısı berbat fakat matematiği süperdi. Zor işlemleri kafadan yapıyordu. Öğretmenimiz işinin uzmanıydı çekingenliği üzerinde çok durmuş ve nihayet kendini ifade eder hale gelmişti. Benim için önemli olan da oydu arkadaşları ezmesin kendini ifade etsin. ilkokul 1.sınıf bizim için kabus gibi yeni kardeşin gelmesiyle, annesinin hastanede aylarca kalması kızımın ilkokula başladığı sene oldu ama olgun bir çocuk olduğu için ne yaralar açtıysa ben fark etmedim.
Hep tuhaf bir çocuk diye düşünmüşümdür onun dahi olabileceği aklıma hiç gelmedi. Ta ki bizim öğretmenimizin tayini çıkmasıyla başka şehre gidince araştırma yapıncaya kadar. Üsküdar Çocuk Üniversitesi diye bir kurum varmış IQ testi ile öğrenci alıyormuş bilim dersleri veriyormuş diye duydum. Sınavına girsin kaybederse çok önemli değil diye düşündüm. Sınavdan sonra nasıl geçti diye sorduğumda bilmem ben eğlendim küpleri birleştirdim filan dedi. İki hafta sonra sonucunu almaya gittiğimde kağıdında "dahi zihin düzeyi" yazıyordu, şaşırdım görevliye dedim ki yani bizim kazanma şansımız nedir diye bana bakıp sadece güldü.

Eğer tuhaf bir çocuğunuz varsa başka meziyetleri var demektir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...